La Renarde - On Dokuz, Henüz Text

Songtext zu On Dokuz, Henüz


Sıcak bir yaz gecesinde, uyku bir türlü aciz bedenime uğramadığı bir zamanda, gözlerimi odamın ay ışığı ile aydınlanan boşluğuna açtım. Bedenim uyumak için hareketsiz kaldığından uyuşmuş haldeydi. Bacaklarımı yataktan sarkıtıp lavaboya doğru yol aldım, belki hazır uyanmışken birkaç dosyanın çizimini bitirebilirdim.

Ellerimi lavabonun iki yanına koyarak eğildim, aynada kısa bir bakış attım darmadağın siyah saçlarım ve şişmiş buğday tenime, gözlerim her zamanki gibi ruhsuz ruhsuz bakıyordu. Kafamı iyice eğip elimi yüzümü yıkadım, göz kapaklarını ovuşturdum. Sonra, bir saniyeliğine durdum. Yutkundum. Suyun neden soğuk olmadığını sorguladım, ardından yavaşça kafamı kaldırdım, tekrar aynaya bakmak için

Tam o sırada onu gördüm.

Arkamdaydı, önümdeki aynadan göz göze gelmiştik. Sakinliğimi korumaya özen gösterdim. Her ne kadar uzun zaman olsa da görmeyeli.. Sanki herhangi biriymiş, sanki beni hiç şaşırtmamış gibi eğilip yüzümü yıkamaya devam ettim.

"Uzun zaman olmuş" tekrar baktım siyah, katran dolu gözlerine.
"Özledin mi beni" dedi alayla karışık bir gülümseme ile. Ne kadar beğendiğimi anımsandım gülüşünü, şimdi yalnızca sinirlerimi bozmuştu. Üzeri çıplaktı. Vücudundaki dövmelere özellikle gözlerimi değdirememeye çalışıyordum

Hatırlamak istemiyordum

"Özlemedim"

Aklını okuyabiliyor, unutma

Havluya uzanıp bıkkın bir sesle devam ettim. "Madem o kadar uzun zamandır ortalıkta olmamaya karar verdin, ne çıkardı seni tekrar karşıma"

Güldü

"Dargın mıyız?" Ben de güldüm. Daha iğneleyici bir gülümsemeydi bu

"Hayır, sadece sana ihtiyacım olduğu onlarda ortalıkta olmayıp, tam sensiz harika idare ediyorken karşıma dikilmeni anlamıyorum" kaşlarımı çattım. "Seni hayal ettiğim falan da yoktu, neden buradasın?"

Söylediğimi es geçip önceki cümleme takıldığını belli etti
"Harika idare etmek mi?" Kaşlarını kaldırdı, havluyu yerine asıp odama doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Konuşmak, tartışmak istemiyordum

Ama arkamdan geldiğini fark etmek zor değildi
"Bu mu senin harika idare etmek anlayışın?" Diyerek masamın üzerindeki ilaçlara uzandı. Uzun parmaklı mükemmel ellerine 3 kutuyu aynı anda alıp havaya kaldırarak salladı

Wellbutrin, efexor xr, abilify

O an kafamda kısa süreliğine bir anı canlandı, doktor odasındaydım, ellerimle oynuyor, parlaklarıma bakıyordum. Anlattıklarım benim için çok hassas ve özel şeylerdi, hiç tanımadığım birine sağlık açısından da olsa her anlattığımda geriliyordum

"Bipoların..." demişti doktor. Burukça gülümsemiştim. "... ne demek olduğunu biliyor musun?"

Tanının konduğu ilk seanstı

Kafamda canlanan bu anının içinden hızlıca sıyrılıp bulunduğum başka bir hayalin içine döndüm. Kalitesiz uyku hayalleri... Gerçek gibi hissettiren rüyalar... zamanında ne kadar okumuştum haklarında bir şeyler

Sırf onu tekrar görmek uğruna

Ellerine uzanıp ilaçlarımı aldım ve masaya geri koydum. Parmakları elime değer değmez yine o küflense de, eskise de, asla bitmemiş duyguyu hissettim.

Korkunç şekilde ona dokunma arzusunu

Yutkunarak ateşe dokunmuş gibi çektim elimi. Fark etti mi bilmiyorum, fark etmemesine imkan var mıydı? aklımı okuyordu

"Son görüştüğümüz de ruhun cayır cayır yanıyordu acıyla, düşüncelerin uykularında avlıyordu seni, fakat yine de kendini bir avuç kimyasalla uyuşturduğunu hatırlamıyorum" dedi. Ve masanın üzerindeki ilaçlara baktı yüzünde bilmiş bir gülümsemeyle.
"Yapay serotonin ha?" diye devam etti
Yüz ifademi bozmadım. Dümdüz gözlerindeki bakışlarımı orada tutmaya devam ettim, Kuyu gibi siyah, altından simsiyah boyaların aktığı gözlerine...

"Psikiyatrik destek utanılacak ya da aşağılanacak bir şey değildir, kimseyi güçsüz yapmaz sevgili kafamdaki kargaşaların yarattığı yaratık. İhtiyaç duyulduğunda alınması gerekir, o ilaçları yazan insanlar senden bende... ah, pardon, sadece benden, daha iyi biliyor kimyasal olduklarını. Gerekli gördülerse, vardır bir bildikleri." Yatağıma oturup ayak ayak üst üste attım
"Hem, çok daha iyiyim ben, senin gerçek olmadığını bilecek kadar, sana tutunmaya ihtiyacım olmayacak kadar iyiyi. Uzun süredir. Sana da verebilirim bir 100 mg. Şu gotik palyaço makyajı ile yüzünü gizlemeye gerek duymayacak kadar rahatlarsın" dedim sırıtarak

Kaşlarını çattı. Yanıma doğru yavaşça yürüdü, gerçi her hareketi ağır çekimde gibiydi zaten. 2 yıl olmuştu, koskoca iki yıl. En son onu gördüğümde 18 yaşındaydım. Şimdi neredeyse yirmi

Ama 19 idim, henüz.

Birkaç gündür staj yoğunluğundan ilaç almayı unutuyordum, belki de bu yüzden tekrar görmüştüm onu. Tekrar yaratmıştım... O kadar aynıydı ki ilk gördüğüm haliyle. Sakinliğimi korumaya çalıştım
Elini anlamlandıramadığım bir hızda bileğime uzattı ve bir anda havaya kaldırdı. Keskin bakışlarını bileğime çevirdi ve başparmağını damarlarımın üzerindeki 5 dikişte gezdirdi. bunu yaptığım an unutmuş olduğum bir ayrıntı kafamın içini ateşe verdi sanki, bedenimde hissettiğim karıncalanma da cabası idi. Elimi çekmek istedim, bileğimi sıktı.

Sonra gözlerime çevirdi gözlerini
"Bu... çok daha iyi oluşunun nişanesi mi?" sesinde alay yoktu bu sefer, haklı çıkışının kibirli tınısı da yoktu. Yalnızca ciddiyet. Öfke belki biraz...

İrkildim. Elimi çektim, göz temasımızı kesmeden. Hatırlamak istemediğim bir dönemdi bu. Üzerine konuşmak hele, hiç istemediğim bir dönemdi asla yapmam dediğim o çiziklerin bileğime yerleşmesi.

Yaş on dokuzdu, henüz.

Son olarak bakışlarımı da ondan ayırdıktan sonra penceremin önüne gittim. Camıma yansıyan ceviz ağacını izlemek huzur veriyordu bana. Belki yine verirdi, ufacık zamanlığına...

"Seni yargılamaya çalışmıyordum..." diye fısıldadı. "Ama ilaçların da bir raddede işe yaramadığı aşikar. Yaradığı zamanlar da fazlaca şey götürüyor vücudundan." Birkaç saniye sustu
"Kaç kilosun mesela, saçların dökülüyor mu, miden günde kaç kere bulanıyor, uyuyabiliyor musun? Ya da çok mu uyuyorsun" duraksadı. "Sor bu soruları kendine"

"İyiliğimi düşünüyormuş gibi yapmana gerek yok" dedim agresifçe. "Senin de kafamda beni bu raddeye getirenlerden biri olduğun kesin"

Sustu. Sustuk biraz. Sonra daha yumuşak bir sesle devam etti. Türkçesi, yine muhteşemdi
"İnsanlar bebeklik döneminde, kendilerine zarar veren şeyden uzaklaşmayı öğrenirler. Sobaya eli çarpsa uf oldu diye bir daha yaklaşmaz...fakat sen de bu durumu göremiyorum Asya. İki yaşında tendomlarını kestiğin şey bıçaktı, büyüdükçe ise keskin şeylerden uzak durmaak yerine ilgi çekici bulmaya başladın onları." dedi
"Sana yeterince öğüt verdim, bu yüzden tek söyleyeceğim dikkat etmen. İlişkilerin konusuna da aynı çekim yasası baş göstermesin"

Ona döndüm
"Endişem bundan sonrası için de, canını yakan eyleme, kişilere ilgi duyman" derin bir nefes aldım, elbette neyden bahsettiğini biliyordum. Aptal rolü yapamazdım. Yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm. Önünde durdum. Tanrım... tam önünde durunca daha da bastırmıştı bu nefret ettiğim his

Nefret ediyordum çünkü onun olduğu rüyalarım dışında kimseye böylesine dokunmak istemiş miydim bilmiyordum. Bu kadar çıldırtıcı bir istek olması sinirlerimi bozuyordu. Gülerek
"Bir şeylere ilgi duymayalı ne kadar uzun süre oluyor biliyor musun?" dedim
"Gözünde neyim?..." diye devam ettim ve kollarımı ona doğru uzattım. "Cinsel kimliğini bulamadığından yardım etmen gereken bir zavallı mı?"
Uzun süredir bakmamaya çabaladığım vücuduna göz gezdirdim. İzlere... parmağımı uzattım. Ve parmak yavaşça dokundum.

İç içe geçmiş tilkilere

Bir şey demedi, gözlerini parmağımdan ayırmadı bir süre. ben de parmağımı bedeninde yukarı doğru sürükledim, çenesine kadar. Boyu uzun olsa da, yetişmiştim. Başını kaldırıp bana bakmasını sağladım. Ellerim terlemeye başlamıştı, midemde hafif bir ağrı vardı fakat hepsini görmezden gelmem gerekiyordu. Gerçek değildi neticede, istediğimi yapabilir, istediğimi deneyebilirdim.
Bunu düşünmemle gözlerinin parladığını gördüm. Çenesindeki elimi tutup indirdi ve dudaklarıma yöneldi.

O an kıyamet kopmuş gibiydi, beni ilk öpüşü değildi elbet. Fakat ilk defa böyle derin öpülmüştüm. Durmayacak gibiydi. onu durduracak hiçbir şey yoktu. Ben de dahil.
Karşılık verdim, ellerimi ensesine çıkardım, tek eliiyle sırtımı kavradı ve bir anda ayaklarım yerden kesildi. Havada, onu öpmeye devam ettim.

Freudun cinsel tekbenliği, insanın kendisini tatmin edebilecek her şeyi aslında özbenliğinde barındırdığına değinir. Yani tüm zevk başkasında değil, aslında kafamızın içindedir. Başkasına yönlendirmek bizim elimizdedir. Gecenin bir yarısı kafamda yarattığım bir yaratıkla delirmiş gibi öpüşürken aklıma gelen ilk tez buydu. Solipizm..

On dokuzdum, henüz, hala.

La Renarde - On Dokuz, Henüz Songtext

zu On Dokuz, Henüz von La Renarde - On Dokuz, Henüz Lyrics La Renarde - On Dokuz, Henüz için şarkı sözleri On Dokuz, Henüz La Renarde - On Dokuz, Henüz Text On Dokuz, Henüz La Renarde On Dokuz, Henüz Liedtext

Noch keine Übersetzung vorhanden. Musik-Video-Miniaturansicht zu On Dokuz, Henüz Songtext von La Renarde

On Dokuz, Henüz Songtext von La Renarde


Andere Songtexte und Deutsche Übersetzungen

von La Renarde

Beliebt Lyrics

Beliebt Neu Songtexte